Kurallardan Zihniyete: İSG Kültürü Nedir?
Bir işyerinde yüzlerce güvenlik prosedürü yazabilirsiniz, ancak çalışanlar yöneticiler arkasını döndüğü an “eski usul” çalışmaya devam ediyorsa, orada bir güvenlik kültüründen söz edilemez. İş Güvenliği Kültürü, sadece prosedürler ve ekipmanlarla sınırlı olmayan, tüm çalışanların ortak inançları, değerleri ve davranış kalıpları toplamıdır. Kimse izlemediğinde bile güvenli davranışı seçme alışkanlığı, işte bu bir güvenlik kültürüdür.
Geleneksel yaklaşımlarda İSG, “yukarıdan aşağıya” dayatılan bir kurallar bütünü, bir denetim ve ceza mekanizması olarak görülürdü. Ancak modern yönetim anlayışında ve ISO 45001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi standardında, güvenlik “birlikte inşa edilen” ve sürekli geliştirilen bir değerdir. Çalışanların sürece aktif olarak dahil edilmediği bir sistemin sürdürülebilir olması, gerçek riskleri ortaya çıkarması ve sürekli iyileşmesi mümkün değildir. ISO 45001, bu paradigmaya odaklanarak, iş güvenliğini bir “yönetim sisteminden” öte, bir “işyeri kültürüne” dönüştürmeyi hedefler.
ISO 45001 Standardında “Çalışan Katılımı” Neden Kritik Bir Madde?
ISO 45001 standardı, Madde 5.4 (Çalışanların Danışımı ve Katılımı) ile işverenlere net ve kritik bir görev verir: Çalışanları sadece bilgilendirmeyin, onları İSG yönetim sisteminin tüm aşamalarında karar alma mekanizmasına dahil edin. Bu madde, standardı önceki yönetim sistemlerinden (OHSAS 18001 gibi) ayıran en önemli yeniliklerden biridir ve İSG performansının temelini oluşturur.
Standart, bu maddede iki temel kavramı birbirinden ayırır ve her ikisinin de hayati önemini vurgular:
Danışma (Consultation): Bir karar almadan önce çalışanların görüşünü sormak, onların fikirlerini ve geri bildirimlerini almak anlamına gelir. Örneğin, yeni bir ekipman almadan, yeni bir prosedür uygulamadan veya bir risk değerlendirmesi yapmadan önce çalışanların “Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Uygulamada ne gibi zorluklar yaşanabilir?” gibi sorularla sürece dahil edilmesidir.
Katılım (Participation): Çalışanların İSG ile ilgili kararların alınmasında ve uygulanmasında doğrudan rol almasıdır. Bu, risk değerlendirmesi ekiplerinde yer almak, kaza araştırmalarına katılmak, İSG performansını denetlemek veya eğitim materyallerinin geliştirilmesinde katkıda bulunmak gibi doğrudan ve aktif roller almayı içerir.
Bu yaklaşım, sahadaki gerçek tehlikeleri ve riskleri en iyi bilenlerin, yani o işi bizzat yapanların bilgi birikiminden ve deneyiminden faydalanmayı sağlar. Bu sayede; olası hatalar önceden tespit edilir, çözümler daha uygulanabilir hale gelir ve çalışanların sisteme olan aidiyet duygusu artar.
Çalışan Katılımının İSG Kültürüne Sağladığı Somut Faydalar
Çalışan katılımını teşvik eden bir İSG kültürü, işletmelere sadece yasal uyumluluk sağlamanın ötesinde, birçok somut fayda sunar:
Kaza ve Meslek Hastalığı Oranlarında Düşüş: Sahadaki riskler en iyi çalışanlar tarafından bilinir. Onların girdileriyle riskler daha etkin bir şekilde kontrol altına alınır, bu da kaza ve meslek hastalığı oranlarının azalmasına yol açar.
Artan Verimlilik ve Kalite: Güvenli bir çalışma ortamı, çalışanların daha motive ve odaklanmış olmasını sağlar. Bu da doğrudan iş süreçlerinin verimliliğine ve üretilen ürün/hizmetin kalitesine yansır.
Çalışan Motivasyonu ve Bağlılığı: Seslerinin duyulduğunu ve değerli olduklarını hisseden çalışanlar, işyerlerine daha bağlı olur. Bu, düşük devamsızlık ve personel turnover oranları anlamına gelir.
Yasal Uyumluluğun Kolaylaşması: Çalışanların katılımı, İSG mevzuatındaki “işverenin çalışanlarla danışma ve katılımını sağlama” gibi maddelerin otomatik olarak yerine getirilmesine yardımcı olur. Bu, İSG Yasal Uyumluluğu: İşverenlerin Kanuni Sorumlulukları Nelerdir? konusunda işletmeye büyük kolaylık sağlar.
Daha İyi Karar Alma Süreçleri: Çalışanların sahadan gelen gerçekçi bilgileri, yönetimin daha bilinçli ve etkili İSG kararları almasına olanak tanır.
İşveren Markasının Güçlenmesi: Güvenli ve katılımcı bir çalışma ortamı sunan şirketler, sektörde “tercih edilen işveren” konumuna gelir. Bu da yetenekli işgücünü çekme ve elde tutmada kritik rol oynar.
Gizli Kalmış Risklerin Ortaya Çıkarılması: Yönetimin veya uzmanların gözünden kaçabilecek potansiyel tehlikeler ve ramak kala olaylar, çalışanların doğrudan deneyimleri sayesinde tespit edilebilir.
İSG Kültürünü Güçlendiren Temel Uygulama Mekanizmaları
Güvenlik kültürünü “-meli / -malı” listelerinden çıkarıp yaşayan bir organizmaya dönüştürmek için atılması gereken pratik adımlar ve mekanizmalar şunlardır:
1. Açık İletişim ve “Adil Kültür” (Just Culture)
Çalışanlar, bir tehlikeyi bildirdiklerinde veya bir “ramak kala” olayı raporladıklarında cezalandırılmaktan korkmamalıdır. Hatanın değil, çözümün konuşulduğu, iletişimin iki yönlü aktığı, şeffaf bir ortam yaratılmalıdır. “Kimi suçlayalım?” yerine “Neden oldu ve bir daha olmaması için ne yapabiliriz?” sorusuna odaklanılmalıdır.
2. Çalışan Temsilcisinin Aktif Rolü ve Güçlendirilmesi
Yasal mevzuatımızda ve ISO 45001’de Çalışan Temsilcisi, yönetim ile saha arasındaki en önemli köprüdür. Temsilciler sadece kağıt üzerinde seçilmemeli; İSG kurullarında aktif rol almalı, çalışanların endişelerini yönetime korkusuzca iletebilmeli ve bu konularda eğitimlerle desteklenmelidir. Onların yetkinliği, tüm sistemin güvenilirliğini artırır.
3. Risk Değerlendirmelerine Doğrudan Katılım
Risk değerlendirmesi, masa başında bir uzman tarafından tek başına hazırlanacak veya sadece onaylanacak bir doküman değildir. Sahadaki operatör, makinenin hangi durumda tehlike yarattığını, ergonomik bir sorunun ne tür zorluklara yol açtığını uzmandan çok daha iyi bilebilir. Bu nedenle, çalışanların ISO 45001 Risk Değerlendirmesi ve Tehlike Belirleme Metodolojisi süreçlerine bizzat dahil edilmesi, ISO 45001’in en önemli başarı kriterlerinden biridir.
4. İş Durdurma Yetkisi ve “Ramak Kala” Bildirim Sistemleri
Çalışana “Kendini veya başkasını güvende hissetmiyorsan işi durdurma hakkın var ve bundan dolayı asla suçlanmayacaksın” güvenini vermek, İSG kültürünün zirve noktasıdır. Bu yetkiyi hisseden çalışan, sisteme olan inancını artırır ve proaktif davranır. Benzer şekilde, “ramak kala” olayların (kazaya ramak kalması durumu) kolayca ve korkusuzca bildirilmesini teşvik eden sistemler kurmak, gelecekteki ciddi kazaları önlemek için hayati önem taşır. Bu bildirimler analiz edilmeli ve geri bildirimde bulunulmalıdır.
5. Sürekli İSG Eğitimi ve Bilinçlendirme
Eğitim sadece yasal bir zorunluluk değil, aynı zamanda İSG kültürünü besleyen bir araçtır. Çalışanlara düzenli, interaktif ve işlerine özel eğitimler verilmelidir. Bu eğitimler, riskleri tanıma, güvenli çalışma yöntemleri ve acil durum prosedürleri hakkında bilinçlenmelerini sağlar.
6. İSG Performansının Takibi ve Geri Bildirim
İSG performansına ilişkin veriler (kaza oranları, ramak kala olaylar, yapılan denetimler vb.) şeffaf bir şekilde çalışanlarla paylaşılmalı ve bu veriler üzerinden geri bildirim toplantıları yapılmalıdır. Çalışanların katkıları ve iyileştirme önerileri değerlendirilmeli, başarılı uygulamalar ödüllendirilerek motivasyon artırılmalıdır.
Liderliğin Kritik Rolü: “Walk the Talk” Felsefesi
Çalışan katılımını teşvik eden bir İSG kültürünün başarısı, en üst yönetimden en alt kademeye kadar liderliğin taahhüdüne bağlıdır. Liderler, sadece yazılı politikalarla değil, bizzat kendi davranışlarıyla ve İSG’ye verdikleri önemle örnek olmalıdır. Güvenliğin bir öncelik olduğunu göstermek, kaynak ayırmak, İSG toplantılarına katılmak ve çalışanların geri bildirimlerini dinlemek, “Walk the Talk” felsefesinin temelidir. Liderlik, ISO 45001’in kalbidir ve çalışan katılımının itici gücüdür.
Sonuç: Birlikte Daha Güvenli, Birlikte Daha Başarılı
İş güvenliği kültürü bir gecede inşa edilemez; sürekli çaba, sabır ve en önemlisi tüm çalışanların samimi katılımıyla zamanla olgunlaşır. ISO 45001 belgesi, sadece bir sertifika değil, bu kültürü sistematik hale getirdiğinizin, insana değer verdiğinizin ve proaktif bir yaklaşım benimsediğinizin küresel kanıtıdır.
Unutmayın; en güvenli ve en verimli işyeri, herkesin birbirini koruduğu, sesini duyurabildiği, riskleri birlikte yönettiği ve her gün daha iyisini yapmaya odaklandığı işyeridir. Çalışanlarınızı iş güvenliği yolculuğunuzun pasif birer seyircisi değil, aktif birer katılımcısı yaparak, sadece yasal uyumluluğun ötesine geçecek, aynı zamanda sürdürülebilir bir başarıya imza atacaksınız.